USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Kan Davaları Toplumun Derinden Yaralayan Bir Sorun olmaya Devam Ediyor

Memleketin Kanayan Yarası olan Kan Davaları Toplumun Geleceği İçin Alarm Çanları Çalıyor Kan davaları neden hâlâ çözülmüyor? Bu gelenek toplumun hangi yaralarını derinleştiriyor? Hem dini hem hukuki çerçevede kan davalarını tamamen bitirecek adımlar neler olabilir? detaylar haberimizde

Kan Davaları Toplumun Derinden Yaralayan Bir Sorun olmaya Devam Ediyor
25-11-2025 08:09
ŞANLIURFA

Ülkemizin çeşitli bölgelerinde yıllardır süregelen kan davaları, yalnızca taraf aileleri değil, toplumun tamamını etkileyen ağır bir sosyal kriz olarak varlığını sürdürüyor. Her yıl onlarca ailenin ocağını söndüren bu döngü, korku, nefret ve intikam duygularını besleyerek toplumun huzurunu tehdit ediyor. Bu nedenle birçok uzman, konunun artık sadece bölgesel bir sorun olmaktan çıkıp ulusal güvenlik meselesi hâline geldiğini vurguluyor.

Aileleri Parçalayan Bir Felaket

Kan davalarının en acı sonuçlarından biri, aile bütünlüğünün bozulması. Çatışmalar nedeniyle çocuklar yetim kalırken aileler dağılmak zorunda kalıyor. Bu durumu özetleyen bir ifadede şu mesaj veriliyor: “Bir cana kıymak, yalnızca bir kişiyi değil, o kişinin bağlı bulunduğu bir nesli karanlığa sürüklemektir.” Sosyal çalışmalar, kan davası bölgelerinde çocukların eğitimden uzaklaştığını ve psikolojik baskı altında büyüdüklerini ortaya koyuyor.

Korkunun Toplumsal Hayata Etkisi

Kan davalarının yoğun olduğu bölgelerde insanlar evlerinden çıkmaktan çekiniyor, günlük yaşam sürekli tedirginlik içinde geçiyor. Alışverişten sosyal etkinliklere kadar hayatın birçok alanı bu korkunun gölgesinde kalıyor. Toplumsal ilişkilerin zayıflaması, ekonomik faaliyetlerin durması ve sosyal bağların kopması ise sorunu katlanarak büyütüyor.

İslam’ın Barış Vurgusu

Kan davalarının dini hiçbir dayanağı olmadığını belirten uzmanlar, Kur’an-ı Kerim’in ve hadislerin bu konuda son derece açık olduğunu hatırlatıyor. Kur’an’da şu ayet yer alır: “Kim bir cana kıyarsa, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim bir canı korursa, bütün insanları korumuş olur.” (Maide, 32) Peygamber Efendimiz de müminlere zarar vermenin büyük bir haksızlık olduğunu şöyle belirtir: “Mümin mümine zarar vermez, kardeşinin malına, canına ve onuruna haksızlık etmez.” Bu öğretiler, kan davalarının hem büyük bir günah hem de toplumsal bir yıkım olduğunu açıkça ortaya koyuyor.

Ağır Yaptırımların Zorunluluğu

Yetkililer ve hukukçular, kan davalarının sona ermesi için ağır yaptırımların kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. Uzmanlara göre uzun süreli hapis cezaları, tedbir amaçlı gözaltılar, caydırıcı kamu uygulamaları ve taraflara zorunlu arabuluculuk gibi yöntemler etkin şekilde uygulanmalı. Kan davasına karışan ailelerin toplumsal bilinçlendirme programlarına dahil edilmesi gerektiği de vurgulanıyor.

Toplumun Ortak Sorumluluğu

Kanaat önderleri, muhtarlar, sivil toplum kuruluşları ve dini liderlerin özellikle gençlere yönelik bilinçlendirme çalışmalarını artırması gerektiği belirtiliyor. Kan davalarının yalnız bireyleri değil, toplumun gelecek kuşaklarını da tehdit ettiğini belirten uzmanlar, barışın korunmasının herkesin sorumluluğu olduğunu ifade ediyor. Toplumsal dayanışma ile bu acı geleneğin sona erdirilmesi mümkün görülüyor. Haber Feyzi DONAN

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
E-GAZETE TÜMÜ
25.11.2025 Tarihli Gazetemiz
PUAN DURUMU TÜMÜ