Toplumsal Sorunlara Duyarlı Bir Buluşma
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde anlamlı bir farkındalık etkinliği hayata geçirildi. Siverek Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği’nin organizasyonuyla düzenlenen panelde, toplumda son dönemde artan şiddet, kavga ve özellikle intihar olayları masaya yatırıldı. Panelin konuşmacısı olan Psikolog Ali İhsan Tatar, dernek başkanı Adalet İldoğan’ın yönlendirmeleriyle gelen soruları yanıtlayarak, katılımcılara ve çevrim içi izleyicilere önemli bilgiler aktardı. Etkinlik, toplumun ruhsal sağlığına dikkat çeken önemli bir adım olarak değerlendirildi.
İntihar Nedir? Bir Sessiz Çığlık mı, Yoksa Ciddi Bir Psikolojik Sinyal mi?
Panelde en çok üzerinde durulan konu intihar olgusu oldu. Psikolog Tatar, intiharı şu sözlerle tanımladı:
“İntihar ya da özkıyım, bireyin ölümle sonuçlanacağını bildiği bir eylemi bilinçli olarak gerçekleştirmesidir.”
Tatar, intihar eden kişinin her zaman yardım çığlığı atmadığını, bazen planlarını kimseyle paylaşmadan bu kararı uyguladığını da vurguladı. Katılımcılara aktarılan bilgiler arasında intiharın sadece bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorumluluk alanı olduğu fikri öne çıktı.
Görünmeyen Acılar: İntiharın Sessiz Göstergeleri
Psikolog Ali İhsan Tatar, intihar düşüncesinin çoğunlukla kişinin başa çıkamayacağı kadar yoğun bir duygusal yükten kaynaklandığını belirtti.
“Kimi insanlar anlaşılmak isterken, kimileri ise içindeki acıyı kimseyle paylaşmadan taşımayı seçiyor.”
diyerek, görünürde güçlü olan bireylerin bile içeride kırılgan olabileceğine dikkat çekti. Panelde ayrıca, intihar eden ya da etmeyi düşünen bireylerin çevreleri tarafından fark edilebilmesi için duyarlılık seviyesinin artırılması gerektiği vurgulandı.
Toplumsal ve Kültürel Algılar İntiharı Nasıl Şekillendiriyor?
İntihara bakış açısının toplumdan topluma, dinden dine hatta bireyden bireye değiştiğini ifade eden Tatar, bazı kültürlerde intiharın “onurlu bir çıkış yolu” olarak görüldüğünü, bazı sistemlerde ise suç ya da günah olarak algılandığını anlattı. Örnek olarak Japon kültüründeki Seppuku ritüelini veren Tatar, bu tür algıların birey üzerinde etkili olabileceğini, ancak modern psikolojide intiharın temelinde ciddi bir zihinsel çöküntü yattığının kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
Suçlamak mı, Anlamak mı? Yaklaşımlar Neleri Değiştirir?
Panelde önemli vurgulardan biri de çevrenin intihar düşüncesine sahip kişilere yönelik tutumuydu. Tatar’a göre, bireyi yargılamak, suçlamak ya da utandırmak, intihar riskini azaltmıyor; aksine artırabiliyor.
“Bazen bir birey, sadece diğerlerini üzmemek için yaşamaya devam eder. Bu bir sevgi değilse nedir?”
sözleriyle, empati temelli yaklaşımın önemi vurgulandı. Ailelerin, arkadaşların ve eğitimcilerin, şüpheli durumları küçümsemek yerine profesyonel destek almaları gerektiği ifade edildi.
Panelden Geriye Kalan: Toplum Ruh Sağlığına Daha Fazla Özen Göstermeli
Panel, sadece bir akademik etkinlik olmanın ötesinde, Siverek’te ruh sağlığına dair farkındalık oluşturan güçlü bir sosyal mesaj taşıdı. Katılımcılar, sunulan bilgilerden ve soru-cevap kısmından oldukça memnun ayrılırken, dernek yetkilileri benzer panellerin devam edeceğini duyurdu. Psikolog Tatar’ın da belirttiği gibi,
“İntihar, yalnızca bireyin değil, toplumun da sessiz kaldığı bir çığlıktır.”
Bu nedenle, fark etmek, anlamak ve harekete geçmek, hepimizin sorumluluğu haline geliyor. Haber Feyzi DONAN
