Şanlıurfa ile Diyarbakır’ı birbirine bağlayan stratejik bir noktada yer alan Siverek, ne yazık ki hizmet noktasında hak ettiği ilgiyi görmemeye devam ediyor. İlçenin tam ortasından geçen yoğun trafik akışı, şehri adeta ikiye bölerken, bu durum her geçen gün yeni bir trajedinin kapısını aralıyor. Modern şehircilik anlayışından uzak, güvenliği hiçe sayan mevcut ulaşım ağı, Siverek halkı için bir konfor değil, hayati bir tehdit unsuru haline gelmiş durumda. İlçenin büyüklüğüne yakışmayan bu ihmal zinciri, yerel halkın sabrını taşırırken, yetkililerin sessizliği ise tepkileri her geçen gün daha da büyütüyor.
Geçici Çözümler ve "Göz Boyama" Siyaseti
Diyarbakır-Şanlıurfa hattındaki yoğun trafiği rahatlatmak amacıyla yıllardır beklenen çevre yolu projesi, somut adımlar yerine "göz boyama" niteliğindeki geçici düzenlemelerle geçiştiriliyor. Şehir dışına çıkarılması gereken trafik, pansuman tedbirlerle ilçe merkezine hapsedilmeye devam edilirken, bu durumun bedelini ne yazık ki masum vatandaşlar canlarıyla ödüyor. Siverekli vatandaşlar, artık avutulmak değil, can güvenliklerinin sağlandığı profesyonel bir çevre yolu istiyor. Mevcut yolun şehir içindeki varlığı, her gün onlarca ağır vasıtanın okul ve yerleşim alanlarının arasından geçmesiyle faciaya davetiye çıkarmaya devam ediyor.

İki Yıllık Kararlı Mücadele ve Dinlenmeyen Feryat
Siverek Muhtarlar Derneği Başkanı ve Siverek Kent Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Orhan Yeşildağ, son iki yıldır yürüttükleri kararlı mücadeleye dikkat çekiyor. Yeşildağ, çevre yolunun bir an önce faaliyete geçirilmesi ve şehir dışına taşınması hususunu defalarca sosyal medya, resmi yazışmalar ve Şanlıurfa milletvekilleri aracılığıyla gündeme taşıdıklarını ifade ediyor. Ancak sivil toplum kuruluşlarının ve muhtarların bu ısrarlı talepleri, bürokrasinin hantal çarkları arasında kaybolup gidiyor. Yapılan tüm çağrılar, sunulan raporlar ve halkın haklı talepleri bugüne kadar karşılıksız kalarak raflarda tozlanmaya terk edildi.
Siverek’in "Ölüm Yolu" haline Gelen Kaderi
Atılmayan somut adımlar ve görmezden gelinen uyarılar neticesinde, mevcut güzergah bugün bölge halkı tarafından "ölüm yolu" olarak adlandırılmaya başlandı. Alınmayan önlemler, yetersiz ışıklandırma ve yerleşim yerleriyle iç içe geçmiş trafik düzeni, her kazanın ardından acı bilançoların ortaya çıkmasına neden oluyor. Orhan Yeşildağ, gerekli radikal kararlar alınmadığı sürece bu yolda kan akmaya devam edeceğine dair yetkilileri sert bir dille uyarıyor. Bugün gelinen noktada, Siverek için çevre yolu bir "ulaşım tercihi" değil, bir "yaşam hakkı" mücadelesine dönüşmüş durumdadır.
Bir Annenin Acı Vedası: Vicdanları Sızlatan Kaza
Bugün yaşanan son kaza, bu ihmaller zincirinin ne kadar ağır sonuçlar doğurabileceğini bir kez daha gösterdi. Yolun karşısına geçmeye çalışan bir annemiz, hızla gelen bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybederek Siverek’i derin bir yasa boğdu. Bu acı kaybın ardından Orhan Yeşildağ, duygularını ve taleplerini şu sözlerle dile getirdi:
“Ne yazık ki bugün yine bir annemiz, trafik kazasında bir aracın çarpması sonucu hayatını kaybetmiştir. Merhumeye Allah’tan rahmet, ailesine ve yakınlarına başsağlığı diliyorum. Gerekli önlemler alınmadığı sürece can kayıpları yaşanmaya devam edecektir. Bu acıların son bulması için artık somut adımlar atılmalıdır.
Yetki Sahibi Herkese Son Çağrı: Vicdanları Dinleyin
Kamuoyu adına yapılan çağrılar, artık sabrın son noktasına gelindiğini gösteriyor. İnsan hayatının her türlü siyasi ve ekonomik kaygıdan üstün olduğunu hatırlatan Siverek halkı, yetki ve sorumluluk sahibi olan herkesi vicdanlarının sesini dinlemeye davet ediyor. Daha fazla can kaybı yaşanmadan, çocukların yetim, annelerin evlatsız kalmaması için çevre yolu projesinin derhal başlatılması ve trafiğin şehir dışına aktarılması bir zorunluluktur. Siverek’in feryadı artık duyulmalı; ilgili bakanlıklar, milletvekilleri ve belediyeler el birliğiyle bu sorunu tarihe gömmelidir. Haber Feyzi DONAN





