USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

DÜŞÜNME ZAMANI

25-06-2023

Bildiğimiz gibi eğitim, nesilleri yetiştirerek topluma uyumu sağlamak istendik davranışları nesillere kazandırmak, bir anlamda da toplumda denge ve ahenk meydana getirme faaliyetidir. Aynı zamanda ülke ekonomisinin kalkınması ve refah seviyesinin artmasıdır. Eğitim ailede başlar ve okulda, çevresel faktörlerle hayat boyu sürer. Her ülke kendi toplumunun sahip olduğu genel değer yargılarına, yapısına, ekonomik kültürel yapısını zamana ve diğer koşullara göre bir eğitim sistemini ve anlayışını benimser. Ülkemizde de bunlara bağlı bulunarak bazı eğitim politikaları denenmektedir. Eğitim sistemini daha işlevsel hale getirebilmek, eğitim kalitesini yükseltmek için son yıllarda çerçeve daha da genişletilmiştir. Sekiz yıllık zorunlu eğitim, kız çocuklarının okula devamını destekleyen projeler, öğrencilere ders kitaplarının ücretsiz dağıtılması, burs alan öğrenci sayısının arttırılması gibi maddi desteklerin yanı sıra, kademeli olarak değiştirilen öğretim programları, eğitimde bilgi teknolojilerinin kullanımının etkin hale getirilmesi ve yaygınlaştırılması bu çerçeve dahilinde düşünülebilir. Fakat ülkemizi eğitimde başarılı ülkelerle kıyaslarsak Türkiye çok geri planda kalmaktadır. Bunun sebepleri üzerine düşünmek ve iyileştirme çalışmalarına hız vermek gerekmektedir. Öncelikli olarak ne yapmalıyız sorusuna cevap vermeliyiz ve nereden başlamalıyız?

 Öğretmen yetiştirme programlarımızı gözden geçirİp yeniden düzenlemeliyiz.Öğretmen adayları mülakattan geçirilmeli, iletişim becerileri, el-göz koordinasyonu, sosyalist üretkenliği, yaratıcılığını vs. mutlaka değerlendirilmeliyiz.

Öğretmenlere sunulan imkânların kısıtlı oluşunun eğitim üzerine etkisini değerlendirirken, fazla imkanı olup üretmeyen öğretmenleri sıkı gözlemlenmeliyiz.

 Geleneksel okul yaşamımızdaki eksiklikleri gözler önüne sererken çözüm odaklı olmayı unutmamalıyız.

Temel becerileri günlük yaşam da kullanmaya yönelik süreçlerde daha etkin olup çocuklara fırsat verilerek yetkin olmalarını sağlamalıyız.

Eğitime ayrılan ödenekler bakımından en geri ülkelerden biri olmamızın nedenlerini detaylı araştırmalı bu doğrultuda çözümler üretmeliyiz.

Okullardaki derslik sayısı azlığı ve derslik başına düşen öğrenci sayısının hala fazla olmasının nedenlerini araştırıp, okullarımızı yeniden planlayıp yapılandırmalıyız.

Birçok okulda teknolojik öğretim araç gereçlerinin yetersizliğini değerlendirmeli, yeterli olan okullarda kontrollü aktif faydalı kullanılıp kullanılmadığını takip etmeliyiz.

Ülke içindeki eğitim öğretim kurumlarının dengesiz ve yetersiz dağılımını düşünecek olursak anayasamızda yer alan ve her bireyin eğitim öğretim hakkının olduğunu unutmamalıyız.  Ülkemizdeki sosyal ve ekonomik dengesizliklerin çözülmesi noktasına eğilirken “eğitimde eşitliğin” her çocuğun hakkı olduğunu unutmamalıyız Bu örnekleri çoğaltmak gayet mümkün şimdi hep birlikte düşünme zamanı…

Daha iyi bir gelecek için ben ne yapabilirim?

Düşündünüz mü?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?