Diyarbakır'da, Zerya Kuyumculuk olayına ilişkin bilirkişi raporu tamamlandı. 140 sayfalık detaylı bir inceleme sonucu elde edilen raporda, mağdurların zararlarının ve sanıkların elde ettiği iddia edilen haksız menfaat miktarının net olarak belirlenemediği vurgulandı. Bu durum, davaya ilişkin hukuki belirsizlikleri artırıyor ve adaletin sağlanmasında önemli sorunlar ortaya koyuyor.
Mağdurların Zararı ve Haksız Menfaat Miktarı Belirsizliği
Raporda, Huzur Polis Merkezi'nde alınan beyanlara göre 37 milyon 126 bin 100 lira 54 kuruş değerinde altın ve dövizin sanıklara verildiği kaydedilmiş. Ancak bu beyanların dışında, mağdur olarak adları geçen kişilerin gerçek mağduriyetlerinin soyut beyanlar nedeniyle tespit edilemediği ifade ediliyor. Ayrıca, elde edilen bilgi ve belgelerin doğruluğunu anlamak ve değerlendirmek zor olduğundan, sanıkların haksız menfaat sağladığına dair somut bir kanıt bulunamamış.
Somut Delil Yetersizliği ve Hukuki Durum
Sanık avukatlarından Fatih Bulut, bilirkişi raporunda somut delil olmadığını belirterek, müvekkillerinin ekonomik zorluklar nedeniyle mağdur olduklarını ifade etti. Bulut, raporun olayın ticari bir boyuttan öteye geçmediğini, herhangi bir haksız menfaat tespit edilemediğini vurgulayarak, adaletin her iki taraf için de sağlanması gerektiğini savundu.
"Olayın ticari bir boyuttan ilerisine gitmediği ve herhangi bir haksız menfaat tespit edilemediği, raporda açıkça ortaya çıktı." - Avukat Fatih Bulut
Hukuki Sürecin Geleceği
28 Mart'ta Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiş olması, bu belirsizlikler ışığında tartışma yaratmıştır. Davanın gelecek duruşması 10 Haziran 2024'te yapılacak. Bu süreçte, hukuki belirsizliklerin giderilmesi ve daha net delillerin ortaya konması bekleniyor. İHA