Kayseri'de yaşanan polen kıtlığı ve çeşitli parazitsel hastalıklar, arı kolonilerinde ciddi kayıplara yol açıyor. Uzun yıllardır arıcılıkla uğraşan üreticiler, bu yıl yaşadıkları kayıpların boyutu ve sebepleri hakkında endişelerini dile getiriyor.
Arı Kayıplarının Nedenleri
Kayseri'de 35 yılını arıcılığa adamış İsmail Genç, sonbaharda yaşanan yağış eksikliği ve polen kıtlığı nedeniyle arıların yeterli yavru yapamadığını ve bu durumun ölüm oranlarını ciddi şekilde artırdığını belirtiyor. Genç, "Bu yılki arı ölüm oranı yüzde 90 civarında." şeklinde konuşarak, yaşanan sorunun ciddiyetini vurguluyor.
Diğer arıcılar da benzer sorunlarla karşılaşıyor. Metin Kirazgiller ve Süleyman Sanoğlu gibi deneyimli arıcılar, varroa parazitiyle mücadelenin zorlukları ve kış koşullarının arıların üreme sürecini olumsuz etkilediğini ifade ediyor.
Bilim İnsanlarından Öneriler
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi'nden Prof. Dr. Mustafa Necati Muz, arıcıların karşılaştığı sorunların üstesinden gelmek için varroa ile mücadelenin önemine dikkat çekiyor. Muz, "Bal hasadından sonra etkili varroa tedavisi yapılamayan ve sonbaharda yeterince polen bulamayan kolonilerde viral hastalık rastlanma oranı ciddi şekilde artıyor." diyerek, yaşanan kayıpların sebeplerinden birini açıklıyor.
Prof. Dr. Muz ayrıca, Türkiye'de arı kayıplarını önlemek için arıcıların desteklenmesi ve eğitilmesi gerektiğini vurguluyor. Arıların milyonlarca yıl süren evrim sürecinde birçok zorluğu aştığını belirten Muz, günümüzdeki en büyük tehditlerden birinin insan kaynaklı olduğunu ve bu sorunun üstesinden gelmek için ciddi adımlar atılması gerektiğini ifade ediyor.
Arıların yaşadığı bu zorlu süreç, hem yerel ekosistemler hem de arı ürünlerine olan talep açısından ciddi sonuçlar doğuruyor. Arı kayıplarının önlenmesi, doğal dengenin korunması ve kaliteli arı ürünlerinin gelecek nesillere aktarılabilmesi için gereken önlemlerin alınması büyük önem taşıyor. AA
