Diyarbakır ve çevre illerden gelen binlerce yıllık tarihi eserler, Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı'nda uzman ekipler tarafından yeniden hayata döndürülüyor. Bu kapsamlı çalışmalar, tarihi eserlerin korunması ve gelecek nesillere aktarılması açısından büyük bir önem taşıyor.
Geniş Bir Coğrafyaya Hizmet Veren Laboratuvar
Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı Müdürü Osman Fadıl Üner, laboratuvarın 12 ildeki tarihi eserlere hizmet verdiğini belirtiyor. Bu iller arasında Tunceli, Van, Siirt, Bingöl, Batman, Hakkari, Muş, Elazığ, Bitlis, Mardin, Şırnak ve Diyarbakır yer alıyor. Farklı medeniyetlere ait eserlerin restorasyonu ve konservasyonu bu laboratuvarda gerçekleştiriliyor.
Tarihi Eserlerin Yeniden Can Bulma Süreci
'Tarihi eser doktorları' olarak adlandırılan restoratör ve konservatörler, farklı medeniyetlerin izlerini taşıyan eserlere cerrah titizliğiyle müdahale ediyor. 2023 yılı içerisinde yaklaşık bin 252 eserin restorasyonu ve konservasyonunu tamamlayan ekip, bu eserleri ilgili müzelere geri göndererek sergilenmelerini sağlıyor. Bu süreç, eserlerin uzun vadeli korunmasını ve tarihî bilginin aktarılmasını mümkün kılıyor.
Restorasyon ve Konservasyon Sürecinin Önemi
Restoratör Umut Baran, restorasyon ve konservasyon sürecinin, eserlerin boyutuna ve tahribat derecesine göre değişkenlik gösterdiğini ifade ediyor. Bu süreç, eserlerin yıpranma ve tahribatını engelleyerek, onları gelecek nesillere aktarmanın en önemli adımlarından biri. Baran, Van Müzesi'nden gelen Urartu kemeri gibi bazı restorasyon projelerinin 6 ay gibi uzun süreler alabildiğini belirtiyor.
Diyarbakır Restorasyon ve Konservasyon Bölge Laboratuvarı'ndaki bu önemli çalışmalar, tarihi eserlerin korunması ve restorasyonu konusunda ülkemizde yapılan başarılı faaliyetlerin bir örneğini oluşturuyor. Laboratuvarda gerçekleştirilen titiz çalışmalar sayesinde, tarihi ve kültürel mirasımız korunuyor ve gelecek nesillere aktarılıyor. İHA