Medical Point Gaziantep Hastanesi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Hakan Bozkurt, inme (felç) hastaları için umut verici bir tedavi yöntemi olan anjiyo üzerine önemli açıklamalarda bulundu. Beyin damarlarının aniden tıkanması veya yırtılması sonucu meydana gelen inme, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur. Dr. Bozkurt, inme tedavisinde anjiyo yönteminin önemine dikkat çekerek, bu yöntemin hayat kurtarıcı olabileceğini vurguladı.
İnme Nedir ve Neden Olur?
Dr. Hakan Bozkurt'a göre inme, beyin damarlarının aniden tıkanması ya da yırtılması sonucu beyin dokusunun hasar görmesiyle ortaya çıkar. Bu durum, 24 saat veya daha uzun süren belirtilere neden olurken, 24 saatten kısa süren durumlar ise geçici iskemik atak (GIA) olarak adlandırılır. GIA sonrası kişilerde büyük bir inme riski bulunur, bu yüzden erken müdahale hayati önem taşır.
Anjiyo ile İnme Tedavisi Nasıl Yapılır?
Dr. Bozkurt, "Anjiyo işlemi, kasıktan femoral damara girilerek, pıhtı olan damarın anjiografik incelemeyle görüntülenmesi ve özellikli stent ve aspirasyon yöntemleriyle pıhtının çıkartılması işlemidir."
Anjiyo ile inme tedavisi, özellikle akut iskemik inme vakalarında uygulanır. Bu yöntem, tıkalı damarın açılmasını sağlayarak, beyin dokusuna kan akışının yeniden sağlanmasını amaçlar. İlk 4-6 saat içerisinde gerçekleştirilen bu tedavi, nörolojik hasarın azaltılmasında ve hasta sağlığının korunmasında büyük bir rol oynar.
İnme Risk Faktörleri ve Korunma Yolları
Dr. Bozkurt, inme risk faktörlerini tütün mamulleri ve alkol kullanımı, diyabet, yüksek kolesterol ve obezite olarak sıraladı. İnme ve diğer damar hastalıklarından korunmak için sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigara kullanmamak ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları edinmek gerektiğini belirtti. Bu alışkanlıklar, inme riskini azaltmada kritik öneme sahiptir.
Medical Point Gaziantep Hastanesi ve Dr. Hakan Bozkurt'un anjiyo ile inme tedavisine yönelik çalışmaları, inme hastalarına yeni bir umut kaynağı oluşturuyor. Bu tedavi yöntemi, inme kaynaklı ölüm ve sakatlık oranlarını azaltma potansiyeline sahip olarak, sağlık alanında önemli bir gelişme olarak değerlendiriliyor.