Tescilli Lezzet Toprakla Buluşuyor
Şanlıurfa mutfağının vazgeçilmezlerinden biri olan ve kendine has aromasıyla Türkiye genelinde büyük ilgi gören Birecik Patlıcanında ekim zamanı başladı. Şubat ayında seralarda toprakla buluşturulan tohumlar, artık fide halini alarak mayıs ayının ortasına kadar tarlalara dikiliyor. Bu özel patlıcan, sadece Birecik’in kumlu topraklarında ve Fırat Nehri'nin suyuyla yetişebiliyor.
Ekimde Kadınların Emeği Ön Planda
Hazırlanan fide yataklarına suyu erkekler verirken, fideleri toprağa dikenler ise bölgedeki kadınlar oluyor. Kadınların tecrübeli ellerinde, çamur haline getirilen toprakla kökleri kaplanan fideler, özenle toprağa yerleştiriliyor. Bu süreçte en dikkat çeken nokta ise fidelerin hassaslığı nedeniyle her çalışanın bu işlemi yapamaması.
Fide Bakımı Titizlik Gerektiriyor
Toprakla buluşturulan fidelerin üzeri belli bir süre sonra çapalanarak kabartılıyor. Yaklaşık iki buçuk ay boyunca özenle bakımı yapılan fideler, bu sürecin sonunda meyve vermeye başlıyor. Hasat ise genellikle temmuz ayının ortalarında yapılıyor. Patlıcanın yetişme sürecindeki bu sabır ve dikkat, ürünün kalitesini doğrudan etkiliyor.
Lezzetiyle Ülke Genelinde Talep Görüyor
Birecik Patlıcanı; Patlıcan Kebabı, Tepsi Kebabı ve musakka gibi birçok yöresel yemekte kullanılıyor. İnce kabuğu, az çekirdekli yapısı ve kendine özgü aromasıyla sadece Şanlıurfa’da değil, Türkiye’nin pek çok bölgesinde yoğun ilgi görüyor. Ancak tohum başka yere götürülse bile aynı kalitede ürün alınamıyor.
"Bu Patlıcan Bize Has" diyen Çiftçiler Ne Diyor?
"Bu tohum ata tohumu. Şubat ayının ortasında seralara ektik, şimdi tarlaya dikiyoruz. Suyu Fırat Nehri’nden, toprağı kumluk, havası da özel. Başka yerde yetişmiyor," diyen üretici İmam Görenler, bu patlıcanın bölgeye özgü doğa şartları sayesinde geliştiğini vurguluyor. Deneyimsiz ellerin bu nazik sebzeyi dikmesinin riskli olduğunu da dile getiriyor.
Üretimden Tabağa Uzanan Yol
Birecik Patlıcanı’nın serüveni, şubat ayında toprakla buluşan bir tohumla başlıyor ve temmuz ayında sofralara gelen bir lezzete dönüşüyor. Bu yolculukta kadınların emeği, doğanın katkısı ve yılların tecrübesi büyük rol oynuyor. Bölgenin simgesi haline gelen bu ürün, sadece bir sebze değil; aynı zamanda bir kültürel miras niteliği taşıyor. İHA