Mahkeme kararı aileleri şaşırttı
Şanlıurfa’nın Eyyübiye ilçesinde yaşanan olay, sıradışı bir yıkım hikâyesini gündeme taşıdı. Asya Mahallesi’nde dedelerinden miras kalan üç evde yaşayan Ömer Aktaş, Mehmet Aktaş ve Ahmet Karaaslan isimli vatandaşlar, evlerinin bulunduğu arazinin hazineye ait olduğunu ve satışa çıkarıldığını öğrendi. Arazinin yeni sahibi ile birlikte devreye giren yasal süreçte, evlerin yıkımı yönünde mahkeme kararı çıktı.
Yıkım kararı sonrası devlet ekipleri harekete geçti
Mahkeme kararı doğrultusunda bölgeye güvenlik güçleri ve belediyeye bağlı yıkım ekipleri sevk edildi. Evlerin tahliyesi ve yıkımı için hazırlıklar başlatıldı. Ancak aileler, bir başka gerçekle daha yüzleşti: yıkım işlemlerinin maliyeti kendilerinden tahsil edilecekti. Bu durum, süreci bambaşka bir boyuta taşıdı.
Yıkım masrafları ailelerin omuzlarına yıkıldı
Yıkım bedelinin devlet tarafından değil, ev sahipleri tarafından karşılanacağını öğrenen aileler, maddi yükten kurtulmanın yolunu buldu. Üç aile, kendi imkânlarıyla iş makineleri kiralayarak, yıkım işlemini kendileri gerçekleştirdi. Evlerini yıkarken hem duygusal bir yıkım yaşadılar hem de ekonomik bir yükten kurtulmuş oldular.
Evlerini kendileri yıktılar: Duygu dolu anlar yaşandı
Aileler, dedelerinden kalan ve yıllardır yaşadıkları evleri yıkarken gözyaşlarını tutamadı. Her bir tuğlada hatıralarını geride bırakan aileler, gönüllü olarak bu kararı verdiklerini ve başka bir çareleri olmadığını dile getirdi. Yıkım anlarında çevrede toplanan komşular da duygusal anlar yaşadı.
Hazine arazilerinde yaşayanlar için uyarı niteliğinde
Olay, benzer durumda olan vatandaşlara da önemli bir uyarı niteliği taşıyor. Hazine arazilerine yapılan yapıların hukuken risk altında olduğu ve mülkiyet hakkı tanınmadığı bir kez daha ortaya konmuş oldu. Uzmanlar, bu tür arazilerde oturanların imar ve tapu işlemlerine dikkat etmeleri gerektiği konusunda uyarıyor.
Yeni mağduriyetlerin önüne geçilmesi isteniyor
Bölgedeki vatandaşlar, bu tür sorunların tekrar yaşanmaması için daha net bilgilendirmeler yapılması ve alternatif barınma çözümleri sunulması gerektiğini ifade etti. Yıkım kararları alınmadan önce sosyal destek mekanizmalarının devreye girmesi gerektiği vurgulandı. İHA